Varlık ve yokluk ne demek ?

Elif

New member
Varlık ve Yokluk: Bir Kadın ve Bir Erkeğin Hikayesi

Merhaba sevgili forumdaşlar,

Bugün sizinle, derinlere inmek isteyen bir hikâye paylaşmak istiyorum. Her birimizin içinde bir varlık ve bir yokluk var; bazen onları dışarıdan görmek kolay olur, bazen ise içimizdeki fırtınalar kadar belirsiz. Bu hikâye, bir erkeğin ve bir kadının yaşadığı farklı dünyaların, ama bir şekilde kesişen yollarının hikayesi olacak. İsterim ki, hepimiz biraz kendimizden bir şeyler bulabilelim. Umarım beğenirsiniz.

---

Bir zamanlar, adı Ahmet olan genç bir adam vardı. Ahmet, çok çalışkan, hedef odaklı ve her zaman bir çözüm arayan bir insandı. Her gününü bir strateji gibi planlar, bir sorunu çözmeden rahat edemezdi. Yaşadığı her durumda, neyi nasıl yapacağını önceden hesaplar, bir adım ötesine geçmeye çalışırdı. Varlığının anlamı, sürekli bir başarı arayışında olmak ve her zorluğun üstesinden gelmekti.

Bir gün, Ahmet’in yolu bir kasaba köyünden gelen Elif adında bir kadınla kesişti. Elif, her şeyin bir anlamı olduğuna inanan, empatik ve başkalarının duygularını derinlemesine anlayabilen bir kadındı. Onun için varlık, bir başkasının duygularında kaybolabilmek, insanları dinlemek ve anlamaktı. Elif, her zaman bir şeylerin eksik olduğunu hisseder, ama bunun ne olduğunu çözmek her zaman ona zor gelirdi. Yokluk, bir boşluktu; başkalarının duygusal ihtiyacını hissetse de, kendi içindeki boşluğu bir türlü dolduramazdı.

Ahmet ve Elif, bir süre birbirlerini tanımaya başladılar. Ahmet, Elif’in duygusal derinliğinden etkilenmişti. Elif ise Ahmet’in sürekli çözüm arayışına şaşkınlıkla bakıyordu. Bir gün, bir köy yolculuğunda birbirleriyle uzun uzun sohbet ettiler.

"Senin sürekli çözüm arayışına girmene anlam veremiyorum," dedi Elif, bir nebze de olsa üzülerek. "Bazen, çözmek için bir şeylerin kaybolması gerektiğini kabul etmek gerekir, biliyor musun? Boşluk, yenilik getirir."

Ahmet, Elif’in söylediklerini düşündü. "Ama," diye cevapladı, "benim varlığımın anlamı çözüm bulmaktır. Hiçbir şey beni bir sorunun cevabına ulaştığım kadar mutlu etmez. Eğer bir şeyin eksik olduğunu hissediyorsam, hemen ne yapmam gerektiğini düşünüp harekete geçerim."

Elif gülümsedi, ama gülüşünde bir hüzün vardı. "Bazen çözüm aramak, eksik olanı kabul etmekten daha zorlayıcı olabilir. Bir şeyleri kabul etmek, yerinde kalmak ve bu haliyle var olmak... Bunu denedin mi?"

Ahmet, bir an için kafasında yankı yapan bu soruyu düşündü. Varlık, her şeyin kontrolünü elinde tutmak ve her sorunu çözmek miydi, yoksa bazen hiçbir şey yapmadan var olabilmek miydi?

İçindeki boşluğu fark etmeye başlamıştı. Elif’in söylediklerinden, bir şeylerin eksik olduğunu hissetmeye başladığında, her şeyin farkına varma anı geldi. Varlık, sadece başarmak değil, bazen kaybetmek, bazen hiçbir şey yapmamak, duygusal bir bağ kurmak ve anı kabul etmekti.

Bir gün Ahmet, Elif ile birlikte yürürken, bir ağacın gölgesine oturdular. Elif, derin bir iç çekişle gözlerini kapatarak, “Bazen eksik olmak da bir yoldur,” dedi. “Yokluk, beni olduğum gibi kabul etmeme yardımcı oluyor. Benim varlık anlayışım, her şeyin anlamını bir arada görmekte… Hem varım, hem de yokum.”

Ahmet, Elif’in bu sözlerinden etkilenmişti. Gerçekten de, varlık sadece başarıda değil, aynı zamanda duyguların kabul edilmesinde ve her bir kayıptan sonra yeniden bir anlam arayışında da bulunuyordu. Bir insanın varlığı, sadece etrafındaki dünyaya sunduğu şeylerden ibaret değildi, aynı zamanda içindeki boşlukları ve eksiklikleri kabullenmesiydi.

İçinde hissettiği boşluk, Ahmet’in varlığını yeni bir perspektiften görmesine yardımcı oldu. Bu, çözüm aramaktan çok daha derin bir anlam taşıyordu. Yavaş yavaş, varlık ve yokluk arasındaki dengeyi anlamaya başladı. Bir insanın varlığı, her zaman bir şeyleri kazanmaktan değil, bazen bir şeyleri kaybetmekten, hatta bir şeylerin eksik olduğunu kabullenmekten geçiyordu.

---

Sevgili forumdaşlar, işte bu hikâyenin kalbi, varlık ve yokluk arasındaki dengeyi bulmaya çalışmanın içsel yolculuğu. Ahmet’in çözüm odaklı yaklaşımı, kadınların duygusal zekâlarıyla birleşen empatik bakış açılarıyla karşılaştığında ne denli bir dönüşüm yaşayabileceğini gösteriyor.

Bazen erkeklerin çözüm arayışına, kadınların duygusal derinliği katıldığında, yalnızca stratejiler değil, bir de duygular devreye giriyor. Her biri, hayatı farklı şekilde algılar, ancak belki de birbirlerine olan bu yaklaşımlar, varlıklarının en derin anlamını bulmalarına yardımcı oluyor.

Sizce varlık ve yokluk arasındaki dengeyi nasıl kurarsınız? Bir çözüm arayışında mı olursunuz, yoksa duyguların içinde kaybolmayı mı tercih edersiniz? Yorumlarınızı merakla bekliyorum!
 
Üst