Türkiye'de kaç tane mahalle var ?

Elif

New member
Mahalleler, İnsanlar ve Türkiye’nin Gizli Hikâyeleri

Merhaba sevgili forumdaşlar! Bugün sizlere, belki de günlük hayatımızda çok fazla dikkate almadığımız ama aslında içimizde derin izler bırakan bir konudan bahsetmek istiyorum. Konu belki biraz sıradan gelebilir, ama ben bu hikâyeyi anlatmaya başlarken, her bir kelimesinin bizi nasıl daha yakınlaştıracağını hissediyorum. Türkiye’nin mahallelerinden, aslında bizim hayatımızı nasıl şekillendirdiğinden ve her mahallenin farklı bir hikâye taşıdığından bahsedeceğim. Bir mahalle, aslında sadece bir yer değil, bir topluluğun, bir ailenin yansımasıdır.

Bugün sizlerle Türkiye’deki mahallelerin sayısına bakarken, bunun ardında yatan toplumsal hikâyeleri, insana dair izleri de keşfedeceğiz. Hazır mısınız? O zaman, hikâyemize başlıyoruz.

Bir Şehir, Bir Mahalle: Başlangıç ve Hayatın İçindeki Yansımalar

Bir zamanlar İstanbul’un eski sokaklarında, duvarlarına yılların izlerini bırakmış, küçük bir mahalle vardı. Burası, bir zamanlar dört bir yanını sarıp sarmalayan cumbalı evlerin, dar sokakların, yüksek sesle oynayan çocukların ve komşu ziyaretlerinin olduğu bir yerdi. Fakat zamanla şehir büyüdü, mahalleler birbirine karıştı, yeni apartmanlar yükseldi. Yine de, her mahallede, o eski zamanlardan kalan bir şey vardı: Bir topluluk duygusu, bir aidiyet hissi.

Ahmet Bey, her gün aynı saatte gazetesiyle bahçesinde oturur, sabahın erken saatlerinde mahalledeki köpekleri beslerdi. Hemen yanındaki evin balkonundan ise Zehra Hanım el sallardı. Her iki kişi de, yaşamlarının farklı yönlerine odaklanmış olsa da, aynı mahallede yaşamaya devam ederlerdi. Ahmet Bey çözüm odaklıydı, bir şeyin nasıl daha iyi olabileceğini hep düşünür, mahalledeki sorunları çözmek için sürekli önerilerde bulunurdu. “Bu mahallede bir şeyler değişmeli, hep birlikte daha iyi bir yer haline getirebiliriz” derdi.

Zehra Hanım ise bir başka açıdan bakıyordu. Kadınların merhametli bakış açısıyla, her mahalledeki insanın ihtiyacı olan bir yardım elini görür, birinin üzgün olduğunu hisseder ve hemen yanına giderdi. “Ahmet Bey, bu sokağın köşesinde yalnız yaşayan yaşlı amca var, ona biraz yardımcı olalım mı?” diyerek komşuluk ilişkilerinin ne kadar önemli olduğunu hatırlatırdı.

İşte bu mahallede, Ahmet Bey’in çözüm odaklı yaklaşımı ile Zehra Hanım’ın empatik yaklaşımı birbirini tamamlar, mahalleye olan bağlılıklarını güçlendirirdi. Ama asıl mesele şu ki, sadece onlar değil, bu mahalledeki her kişi aslında birer hikâyeydi. Ahmet Bey ve Zehra Hanım, mahallelerinin sayısını değil, onların anlamını düşünürlerdi.

Mahallelerin Gerçek Sayısı: Türkiye’nin Birleşen Hikâyeleri

Türkiye’deki mahalle sayısına dair istatistikler, aslında her birimizin bildiği ama hiç göz önünde bulundurmadığı bir gerçeği ortaya koyuyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Türkiye’de 2023 itibarıyla yaklaşık 50.000 mahalle bulunuyor. Evet, doğru okudunuz; 50.000 farklı mahalle! Her biri, yaşanmışlıklarla dolu, içinde hayaller, hayal kırıklıkları, birliktelikler ve yalnızlıklar taşıyan yerler.

İşte bu sayılar, her bir mahallenin aslında bir toplumun parçası olduğunu gösteriyor. Bir mahallede her insan, kendini ait hissedebileceği bir yer buluyor. Ahmet Bey’in mahalledeki sorunları çözme çabaları, Zehra Hanım’ın empatik bakış açıları ve her mahallede birbirine kenetlenen insanlar… Hepsi bir arada, Türkiye’nin büyük ve karmaşık haritasının küçük ama çok özel parçaları.

Düşünün, her bir mahallede, komşular arasında yaşanan tartışmalar, çocukların oyun saatleri, düğünler ve cenazeler… Hepsi birbirini etkileyerek büyür. Ahmet Bey’in başlattığı mahalle temizliği etkinliği, Zehra Hanım’ın yaşlı komşusuna götürdüğü sıcak çorba, mahalleye olan bağlılıkları artıran küçük ama anlamlı adımlardır. Ahmet Bey ve Zehra Hanım gibi karakterler, mahallelerin büyüklüğünü ya da sayısını değil, bu mahallelerin içindeki insanları, ilişkileri ve toplumsal bağlılıkları ön planda tutarlardı.

Hikâyenin Ortasında: İnsanlar ve Mahalleler

Şimdi gelin, bir adım daha atarak mahallelerin içindeki insanları daha yakından tanıyalım. Çünkü bu 50.000 mahalle, sadece sayılardan ibaret değil, her biri birer yaşam alanı, birer anlatılacak hikâye sunuyor. Ahmet Bey'in stratejik bakış açısının yanı sıra, mahalledeki her insanın hikâyesi var.

İstanbul'un bir köyünde yaşayıp, bir zamanlar tüm mahalleyi gezip, işlerin nasıl olduğunu kontrol eden bir inşaat mühendisinin anısını hatırlıyorum. Bir zamanlar, mahalledeki her komşusunun nasıl olduğunu bilen, bir tekme ile kırılan çerçevenin hemen onarıldığı, ekmek teknesi olan dükkanlardan kalan anılarla büyüyen bir çocuk vardı. Onlar, mahallelerini ne kadar çok severlerse, mahalle de onları o kadar çok sahiplenirdi.

Gelişen şehirler, büyüyen mahalleler, ama bir yerlerde hala küçük bir Ahmet Bey, ya da Zehra Hanım kalır. O eski komşuluk ilişkileri, hayatta kalan en kıymetli şeylerdir. Yani, mahalleler, sayılardan çok, insanlarıyla büyür.

Hikâyeye Katılın: Sizin Mahalleniz Nasıl?

Peki, sevgili forumdaşlar, sizce Türkiye’deki mahallelerin anlamı sadece sayılardan mı ibaret? Mahallelerdeki bağlar, ilişkiler ve insan hikâyeleri sizce nasıl şekillenir? Herkesin içinde bir Ahmet Bey ya da bir Zehra Hanım var mı? Mahalleniz hakkında anlatmak istediğiniz bir hikâyeniz var mı? Yorumlarınızı bekliyorum! Hadi gelin, hep birlikte her bir mahallenin ardındaki gizli hikâyeleri keşfedelim!
 
Üst