celikci
New member
Glokom, halk içinde “göz tansiyonu” yahut “karasu hastalığı” olarak bilinen, göz içi basıncının yüksekliği niçiniyle görme hududunda hasarla birlikte görme kaybına yol açan sinsi bir hastalıktır. Çok sinsi seyreden bir hastalık olduğu için erken teşhis fazlaca kıymetlidir. Hastaların birçok görme kaybı başladığında geç periyotta geldiği için görme seviyesi etkilenmiş olabilmektedir.
Olağan kurallarda göz içi sıvısı devamlı olarak üretilir ve istikrarlı bir biçimde göz ortasında özel kanalcıklardan emilerek sirkülasyonu sağlanır, bu türlü göz içi basıncı istikrarda kalır. Genelde toplum bazlı çalışmalarda 20-21 mmHg göz içi basıncı hudut bedel olarak kabul edilse de daha düşük göz içi basınç seviyelerinde de göz hudutlarında etkilenme olabilmektedir. Göz içi basıncından dolayı göz sonunun ziyan görmesi glokomda temel etken olup, kalıcı görme kayıplarına ve körlüğe niye olabilir.
Hastalığın belirtileri içinde; bulanık görme durumu, baş ağrıları, beğenilen ağrı oluşması, geceleri ışıkların dağılması, gözlerin kızarması, bulantı hissi, etrafı sisli görmek sayılabilmektedir. Birinci başlangıç periyotlarında görmede bozukluk yahut ağrı görülmeyebilir, erken periyotta belirti vermeyebilir. Hastalık erken evrede teşhis edilmeyip ilerlerse göz sonu harabiyetine bağlı olarak etraftan merkeze hakikat görme alanında kayıplar izlenebilmektedir. Kapalı açılı glokomda şiddetli göz ve baş ağrısı ile bulanık görme birinci belirtiler olarak izlenebilir.
Glokom riskini arttıran faktörler içinde; ileri yaş, ailede glokom hikayesi (genetik yatkınlık), yüksek miyopi yahut hipermetropi mevcudiyeti, sigara kullanması, diyabetes mellitus (şeker hastalığı), çok düşük yahut yüksek kan basıncı, kortizon tedavisi almak, göz faydalanmalarına maruz kalmak üzere etkenler sayılabilir.
Glokomdan şüphenildiği durumlarda; göz içi basınç ölçümleri (tonometre), göz drenaj açısının incelenmesi (gonyoskopi), görme alanı testi, göz hudut bulgusunu gösteren optik koherens tomografi (OKT), kornea kalınlığı ölçülmesi (pakimetri) üzere çeşitli tetkiklerle kıymetlendirme yapılır. Hastalığın durumuna ve evresine nazaran damla tedavisi, ilaç tedavisi, lazer tedavisi yahut cerrahi tedavi uygulanır.
Glokomda teşhiste geç kalmak geri dönüşümsüz ilerleyici görme kayıplarına niye olabilmektedir. Erken teşhis ve tedavi için sinsi bir hastalık olması niçiniyle her yıl tertipli göz denetimine gidilmesi uygun olacaktır.
Olağan kurallarda göz içi sıvısı devamlı olarak üretilir ve istikrarlı bir biçimde göz ortasında özel kanalcıklardan emilerek sirkülasyonu sağlanır, bu türlü göz içi basıncı istikrarda kalır. Genelde toplum bazlı çalışmalarda 20-21 mmHg göz içi basıncı hudut bedel olarak kabul edilse de daha düşük göz içi basınç seviyelerinde de göz hudutlarında etkilenme olabilmektedir. Göz içi basıncından dolayı göz sonunun ziyan görmesi glokomda temel etken olup, kalıcı görme kayıplarına ve körlüğe niye olabilir.
Hastalığın belirtileri içinde; bulanık görme durumu, baş ağrıları, beğenilen ağrı oluşması, geceleri ışıkların dağılması, gözlerin kızarması, bulantı hissi, etrafı sisli görmek sayılabilmektedir. Birinci başlangıç periyotlarında görmede bozukluk yahut ağrı görülmeyebilir, erken periyotta belirti vermeyebilir. Hastalık erken evrede teşhis edilmeyip ilerlerse göz sonu harabiyetine bağlı olarak etraftan merkeze hakikat görme alanında kayıplar izlenebilmektedir. Kapalı açılı glokomda şiddetli göz ve baş ağrısı ile bulanık görme birinci belirtiler olarak izlenebilir.
Glokom riskini arttıran faktörler içinde; ileri yaş, ailede glokom hikayesi (genetik yatkınlık), yüksek miyopi yahut hipermetropi mevcudiyeti, sigara kullanması, diyabetes mellitus (şeker hastalığı), çok düşük yahut yüksek kan basıncı, kortizon tedavisi almak, göz faydalanmalarına maruz kalmak üzere etkenler sayılabilir.
Glokomdan şüphenildiği durumlarda; göz içi basınç ölçümleri (tonometre), göz drenaj açısının incelenmesi (gonyoskopi), görme alanı testi, göz hudut bulgusunu gösteren optik koherens tomografi (OKT), kornea kalınlığı ölçülmesi (pakimetri) üzere çeşitli tetkiklerle kıymetlendirme yapılır. Hastalığın durumuna ve evresine nazaran damla tedavisi, ilaç tedavisi, lazer tedavisi yahut cerrahi tedavi uygulanır.
Glokomda teşhiste geç kalmak geri dönüşümsüz ilerleyici görme kayıplarına niye olabilmektedir. Erken teşhis ve tedavi için sinsi bir hastalık olması niçiniyle her yıl tertipli göz denetimine gidilmesi uygun olacaktır.