[color=]E-Bildirge Kullanıcısı Nasıl Değiştirilir? Bir Bürokratik Macera[/color]
Dün sabah, kahvemi içerken ofiste karşılaştığım bir durum vardı ki, benden önce kimse çözememişti. Ofisimizdeki çalışanlardan Ali, yıllardır aynı e-bildirge sistemini kullanıyordu ve bir türlü yeni kullanıcıya geçiş yapamıyordu. Birçok kez denedi ama başarılı olamamıştı. Bu sabah bana gelip, “Veysel, bu durumu nasıl çözebilirim?” diye sorduğunda, içinde bulunduğumuz bürokratik ortamı göz önünde bulundurarak, ben de gözlerimle “Aha, yine bir problem var” dedim. Ancak çözüm bulmak için, farklı perspektiflerden bakmam gerektiğini de fark ettim.
[color=]Ali ve Ayşe'nin Farklı Yaklaşımları[/color]
Ali, işini genellikle çözüm odaklı bir şekilde halleder. Yani ne olursa olsun, pratik ve stratejik bir bakış açısıyla ilerlemeyi tercih eder. Ofisteki çoğu kişi gibi, Ali de sistemdeki bir hatayı hızlıca düzeltmeye odaklanır. Hedefi bellidir: Kullanıcıyı değiştirip, süreci hemen çözmek.
Ayşe ise biraz daha farklıdır. Her zaman daha dikkatli, düşünceli ve empatik bir yaklaşım sergiler. Bu sefer de durumu öğrenmek için Ali ile biraz daha sohbet etmek istemişti. Ayşe, Ali’nin işlemleri hızlıca çözme isteğini anlamış olsa da, onun bakış açısını biraz daha genişletmek için farklı sorular sormayı tercih eder. “Ali, birden fazla kullanıcı eklemek ya da eski kullanıcının şifresini değiştirmek sana bu kadar zor geliyorsa, belki de başka birisiyle birlikte bu işi halletmek daha sağlıklı olabilir. Sen ne düşünüyorsun?” demişti. Ayşe, çözüm kadar, sürecin rahat ve stressiz olmasına da dikkat ederdi.
[color=]Bir Sabah Kahvesi ve Çözüm Arayışı[/color]
O sabah kahvemi yudumlarken, Ali’yi ve Ayşe’yi düşündüm. Hemen bilgisayarımı açtım ve e-bildirge sistemine giriş yaptım. Ali’nin yaptığı gibi, bu tarz bir sorunu çözmek için genellikle adımları doğrudan takip etmek yeterli olurdu. Ama Ayşe’nin yaklaşımını da göz önünde bulundurarak, işin insan boyutunu da anlamaya çalışmalıyım.
E-bildirge sistemi, çok sayıda kullanıcının işlemlerini takip edebileceği bir platform. Ancak burada kullanıcı değişikliği, yalnızca teknik bir işlem değil, aynı zamanda bir “topluluk” meselesi. Eğer bir kullanıcı değişecekse, sistemin doğru şekilde güncellenmesi ve eski kullanıcının tüm verilerinin yeni kullanıcıya sorunsuzca aktarılması gerekir.
[color=]Ali’nin Stratejik Adımı: Hedefe Odaklanmak[/color]
Ali, hızlıca bir çözüm bulmak için gerekli adımları atmayı tercih etti. İlk iş olarak, sisteme giriş yaptı ve kullanıcı yönetimi bölümüne gitti. Burada, eski kullanıcının adını ve soyadını, ardından kullanıcı bilgilerini kontrol etti. Ardından, “Kullanıcıyı Değiştir” seçeneğini tıklayarak yeni bir kullanıcı eklemeyi hedefledi.
Ali, genellikle işlerin hızla tamamlanmasını ister. Bu yüzden, her adımda yalnızca doğruluğa değil, işlemin hızlıca tamamlanmasına da dikkat etti. “Hızlıca hallederim,” dedi. Bu şekilde düşünerek her adımı atıyordu. Ancak Ali'nin stratejik yaklaşımının, bazen süreci aceleye getirebileceğini biliyordum. Ayşe'nin sakin yaklaşımı, tam da burada devreye girebilirdi.
[color=]Ayşe’nin Empatik Yaklaşımı: İnsanları Düşünmek[/color]
Ayşe, biraz daha farklı düşündü. “Ali’nin işi ne kadar hızlı çözdüğü önemli, ancak bu işin içinde doğru kişilerin olduğundan emin olmalıyız,” diye düşünerek, sistemdeki kullanıcıları kontrol etti ve her birinin geçmiş işlemlerini gözden geçirdi. Ayşe, aynı zamanda eski kullanıcının veri aktarımının düzgün yapıldığını ve bu süreçte yaşanabilecek olası hataların en aza indirildiğini gözlemlemeyi tercih etti. Bu, sadece işin teknik yönüyle değil, aynı zamanda sistemdeki her bireyin rahat çalışabilmesi için önemli bir adımdı.
Ayşe, aynı zamanda her iki kullanıcının da eğitimlerine dikkat etti. Ali’yi hızla çözüm bulmaya yönlendiren yaklaşım yerine, bu sürecin her aşamasını doğru kişilere danışarak ve doğru bilgilerle yönlendirdi. “Hadi gel, beraber bakalım,” dedi. “Sistemde başka bir şey de olabilir, belki eski kullanıcının girdiği bilgilerde eksik bir şey vardır. Ama bu konuda birlikte karar verirsek, daha doğru olur.”
Ayşe’nin empatik yaklaşımı, her zaman olayın sadece çözümle değil, aynı zamanda çözümün etrafındaki insan faktörüyle de ilgilenmesini sağlıyordu. Onun bu tutumu, aslında bizim kolektif olarak bu tür sorunları daha sağlıklı bir şekilde çözmemize yardımcı oluyordu.
[color=]Sonuç: Strateji ve Empati Arasında Denge[/color]
Sonuç olarak, E-Bildirge kullanıcısını değiştirmek, sadece birkaç adımda halledilebilecek bir işlem değil. Ali’nin çözüm odaklı ve stratejik yaklaşımı sayesinde süreç hızla çözülse de, Ayşe’nin empatik yaklaşımı ve topluluk odaklı bakış açısı sayesinde her şeyin doğru ve düzgün bir şekilde gerçekleşmesi sağlandı. Birbirimizin bakış açılarına saygı göstererek, her iki yaklaşım da bu süreçte çok önemliydi.
E-bildirge kullanıcı değişikliği, aslında sadece bir teknik işlem değil, topluluk içindeki bireylerin birbirini nasıl yönlendirdiği, desteklediği ve sorunları nasıl çözdüğüyle ilgili bir örnek de sundu. Bu da gösteriyor ki, bazen sadece stratejik olmak yeterli değil; empati ve anlayış da bu sürecin başarılı bir şekilde tamamlanması için gerekli.
Peki ya siz, böyle bir durumda nasıl bir yaklaşım sergilersiniz? Strateji mi, yoksa empati mi?
Dün sabah, kahvemi içerken ofiste karşılaştığım bir durum vardı ki, benden önce kimse çözememişti. Ofisimizdeki çalışanlardan Ali, yıllardır aynı e-bildirge sistemini kullanıyordu ve bir türlü yeni kullanıcıya geçiş yapamıyordu. Birçok kez denedi ama başarılı olamamıştı. Bu sabah bana gelip, “Veysel, bu durumu nasıl çözebilirim?” diye sorduğunda, içinde bulunduğumuz bürokratik ortamı göz önünde bulundurarak, ben de gözlerimle “Aha, yine bir problem var” dedim. Ancak çözüm bulmak için, farklı perspektiflerden bakmam gerektiğini de fark ettim.
[color=]Ali ve Ayşe'nin Farklı Yaklaşımları[/color]
Ali, işini genellikle çözüm odaklı bir şekilde halleder. Yani ne olursa olsun, pratik ve stratejik bir bakış açısıyla ilerlemeyi tercih eder. Ofisteki çoğu kişi gibi, Ali de sistemdeki bir hatayı hızlıca düzeltmeye odaklanır. Hedefi bellidir: Kullanıcıyı değiştirip, süreci hemen çözmek.
Ayşe ise biraz daha farklıdır. Her zaman daha dikkatli, düşünceli ve empatik bir yaklaşım sergiler. Bu sefer de durumu öğrenmek için Ali ile biraz daha sohbet etmek istemişti. Ayşe, Ali’nin işlemleri hızlıca çözme isteğini anlamış olsa da, onun bakış açısını biraz daha genişletmek için farklı sorular sormayı tercih eder. “Ali, birden fazla kullanıcı eklemek ya da eski kullanıcının şifresini değiştirmek sana bu kadar zor geliyorsa, belki de başka birisiyle birlikte bu işi halletmek daha sağlıklı olabilir. Sen ne düşünüyorsun?” demişti. Ayşe, çözüm kadar, sürecin rahat ve stressiz olmasına da dikkat ederdi.
[color=]Bir Sabah Kahvesi ve Çözüm Arayışı[/color]
O sabah kahvemi yudumlarken, Ali’yi ve Ayşe’yi düşündüm. Hemen bilgisayarımı açtım ve e-bildirge sistemine giriş yaptım. Ali’nin yaptığı gibi, bu tarz bir sorunu çözmek için genellikle adımları doğrudan takip etmek yeterli olurdu. Ama Ayşe’nin yaklaşımını da göz önünde bulundurarak, işin insan boyutunu da anlamaya çalışmalıyım.
E-bildirge sistemi, çok sayıda kullanıcının işlemlerini takip edebileceği bir platform. Ancak burada kullanıcı değişikliği, yalnızca teknik bir işlem değil, aynı zamanda bir “topluluk” meselesi. Eğer bir kullanıcı değişecekse, sistemin doğru şekilde güncellenmesi ve eski kullanıcının tüm verilerinin yeni kullanıcıya sorunsuzca aktarılması gerekir.
[color=]Ali’nin Stratejik Adımı: Hedefe Odaklanmak[/color]
Ali, hızlıca bir çözüm bulmak için gerekli adımları atmayı tercih etti. İlk iş olarak, sisteme giriş yaptı ve kullanıcı yönetimi bölümüne gitti. Burada, eski kullanıcının adını ve soyadını, ardından kullanıcı bilgilerini kontrol etti. Ardından, “Kullanıcıyı Değiştir” seçeneğini tıklayarak yeni bir kullanıcı eklemeyi hedefledi.
Ali, genellikle işlerin hızla tamamlanmasını ister. Bu yüzden, her adımda yalnızca doğruluğa değil, işlemin hızlıca tamamlanmasına da dikkat etti. “Hızlıca hallederim,” dedi. Bu şekilde düşünerek her adımı atıyordu. Ancak Ali'nin stratejik yaklaşımının, bazen süreci aceleye getirebileceğini biliyordum. Ayşe'nin sakin yaklaşımı, tam da burada devreye girebilirdi.
[color=]Ayşe’nin Empatik Yaklaşımı: İnsanları Düşünmek[/color]
Ayşe, biraz daha farklı düşündü. “Ali’nin işi ne kadar hızlı çözdüğü önemli, ancak bu işin içinde doğru kişilerin olduğundan emin olmalıyız,” diye düşünerek, sistemdeki kullanıcıları kontrol etti ve her birinin geçmiş işlemlerini gözden geçirdi. Ayşe, aynı zamanda eski kullanıcının veri aktarımının düzgün yapıldığını ve bu süreçte yaşanabilecek olası hataların en aza indirildiğini gözlemlemeyi tercih etti. Bu, sadece işin teknik yönüyle değil, aynı zamanda sistemdeki her bireyin rahat çalışabilmesi için önemli bir adımdı.
Ayşe, aynı zamanda her iki kullanıcının da eğitimlerine dikkat etti. Ali’yi hızla çözüm bulmaya yönlendiren yaklaşım yerine, bu sürecin her aşamasını doğru kişilere danışarak ve doğru bilgilerle yönlendirdi. “Hadi gel, beraber bakalım,” dedi. “Sistemde başka bir şey de olabilir, belki eski kullanıcının girdiği bilgilerde eksik bir şey vardır. Ama bu konuda birlikte karar verirsek, daha doğru olur.”
Ayşe’nin empatik yaklaşımı, her zaman olayın sadece çözümle değil, aynı zamanda çözümün etrafındaki insan faktörüyle de ilgilenmesini sağlıyordu. Onun bu tutumu, aslında bizim kolektif olarak bu tür sorunları daha sağlıklı bir şekilde çözmemize yardımcı oluyordu.
[color=]Sonuç: Strateji ve Empati Arasında Denge[/color]
Sonuç olarak, E-Bildirge kullanıcısını değiştirmek, sadece birkaç adımda halledilebilecek bir işlem değil. Ali’nin çözüm odaklı ve stratejik yaklaşımı sayesinde süreç hızla çözülse de, Ayşe’nin empatik yaklaşımı ve topluluk odaklı bakış açısı sayesinde her şeyin doğru ve düzgün bir şekilde gerçekleşmesi sağlandı. Birbirimizin bakış açılarına saygı göstererek, her iki yaklaşım da bu süreçte çok önemliydi.
E-bildirge kullanıcı değişikliği, aslında sadece bir teknik işlem değil, topluluk içindeki bireylerin birbirini nasıl yönlendirdiği, desteklediği ve sorunları nasıl çözdüğüyle ilgili bir örnek de sundu. Bu da gösteriyor ki, bazen sadece stratejik olmak yeterli değil; empati ve anlayış da bu sürecin başarılı bir şekilde tamamlanması için gerekli.
Peki ya siz, böyle bir durumda nasıl bir yaklaşım sergilersiniz? Strateji mi, yoksa empati mi?