AI flört etmek için mi?
Bu bağlamda, bir Tinder raporuna göre, 4 kullanıcıdan 3'ü, sohbet başlatırken veya profilin niteliklerini vurgularken bu araçların kullanımının kabul edilebilir olduğunu düşünüyor. Ancak Infobip tarafından gerçekleştirilen başka bir araştırma, 10 kullanıcıdan 2'sinin, sohbetin bir noktasında chatbot'un dikkatini çekerken onunla flört ettiğini itiraf ettiğini gösteriyor. Bu, sevginin sınır tanımadığının bir işaretidir, ancak özellikle sahip olduğu ilerlemelere ve otomatik öğrenmeye atıfta bulunursak, yapay zekanın da sınır tanımadığının bir işaretidir.
Hepsi bu değil. Chatbotların bir başka evrimi de, sanki bir arkadaşınızla konuşuyormuşsunuz gibi hissedebileceğiniz şekilde geliştirilmiş olmalarıdır, ya da en azından Infobip'in anketine katılan kullanıcıların %18'i bunu beyan etmiştir. Bu, bu teknolojik araçların “robotik” olma engelini aştığının bir göstergesidir, çünkü akıcı, ilginç ve özgün konuşmaların sürdürülmesi hiper kişiselleştirmenin ve kendi konfigürasyonunun bir sonucudur.
“Teknolojinin romantik ilişkilerimiz de dahil olmak üzere hayatlarımız üzerinde önemli bir etkisi oldu. Bazıları bunu etkileşimlerini geliştirmek için kullanırken, diğerleri insanileştirilmiş yanıtlar sunmak için doğal dil işlemenin ve büyük dil modellerinin bir sonucu olarak doğrudan onunla etkileşime giriyor,” diye vurguluyor Infobip'in Meksika'daki Ülke Müdürü Fabiola Jiménez.
Yapay zekadaki ilerlemeler son yıllarda daha büyük olmasına rağmen, teknolojinin 'sevgiyi' hissetme yeteneği hakkındaki soru hala havada kalıyor ve uzmanların kısa yanıtı, zaten bir pazar ve uygulamalar olmasına rağmen bu duyguya sahip olamayacağı yönünde. AI Girlfriend gibi.
Bumble anketi, 10 kullanıcıdan 4'ünün (%42,5) flört yolculuklarında yapay zekayı kullanma konusunda rahat hissettiğini ve ankete yanıt veren Y kuşağının neredeyse yarısının (%48,4) bu ifadeye katıldığını gösteriyor. Yani bir sohbet robotuyla konuşmanın veya flört etmenin ötesinde, kullanıcıların konuştuğu insanın, fethetmek için yapay zekayı kullanması mümkün.
Bu bağlamda, bir Tinder raporuna göre, 4 kullanıcıdan 3'ü, sohbet başlatırken veya profilin niteliklerini vurgularken bu araçların kullanımının kabul edilebilir olduğunu düşünüyor. Ancak Infobip tarafından gerçekleştirilen başka bir araştırma, 10 kullanıcıdan 2'sinin, sohbetin bir noktasında chatbot'un dikkatini çekerken onunla flört ettiğini itiraf ettiğini gösteriyor. Bu, sevginin sınır tanımadığının bir işaretidir, ancak özellikle sahip olduğu ilerlemelere ve otomatik öğrenmeye atıfta bulunursak, yapay zekanın da sınır tanımadığının bir işaretidir.
Hepsi bu değil. Chatbotların bir başka evrimi de, sanki bir arkadaşınızla konuşuyormuşsunuz gibi hissedebileceğiniz şekilde geliştirilmiş olmalarıdır, ya da en azından Infobip'in anketine katılan kullanıcıların %18'i bunu beyan etmiştir. Bu, bu teknolojik araçların “robotik” olma engelini aştığının bir göstergesidir, çünkü akıcı, ilginç ve özgün konuşmaların sürdürülmesi hiper kişiselleştirmenin ve kendi konfigürasyonunun bir sonucudur.
“Teknolojinin romantik ilişkilerimiz de dahil olmak üzere hayatlarımız üzerinde önemli bir etkisi oldu. Bazıları bunu etkileşimlerini geliştirmek için kullanırken, diğerleri insanileştirilmiş yanıtlar sunmak için doğal dil işlemenin ve büyük dil modellerinin bir sonucu olarak doğrudan onunla etkileşime giriyor,” diye vurguluyor Infobip'in Meksika'daki Ülke Müdürü Fabiola Jiménez.
Yapay zekadaki ilerlemeler son yıllarda daha büyük olmasına rağmen, teknolojinin 'sevgiyi' hissetme yeteneği hakkındaki soru hala havada kalıyor ve uzmanların kısa yanıtı, zaten bir pazar ve uygulamalar olmasına rağmen bu duyguya sahip olamayacağı yönünde. AI Girlfriend gibi.
Bumble anketi, 10 kullanıcıdan 4'ünün (%42,5) flört yolculuklarında yapay zekayı kullanma konusunda rahat hissettiğini ve ankete yanıt veren Y kuşağının neredeyse yarısının (%48,4) bu ifadeye katıldığını gösteriyor. Yani bir sohbet robotuyla konuşmanın veya flört etmenin ötesinde, kullanıcıların konuştuğu insanın, fethetmek için yapay zekayı kullanması mümkün.